instruction
stringclasses 4
values | input
stringlengths 2
1.28k
| output
stringlengths 2
886
|
|---|---|---|
Bu metni özetleyin.
|
222. Bayram günü camiye bir vakar ve sükûn ile gidilir. Ramazan bayramında namaza giderken gizlice, kurban bayramında ise açıkça tekbir alınması ve namazdan sonra da mümkün ise başka bir yoldan eve dönülmesi menduptur.
|
222. Bayram günü camiye bir vakar ve sükûn ile gidilir. Ramazan bayramında namaza giderken gizlice, kurban bayramında ise açıkça tekbir alınması ve na...
|
Bu metni özetleyin.
|
“Namazı gereği üzere yerine getiriniz, zekâtı veriniz. Nefisleriniz için hayır olarak önceden ne gönderirseniz, onu yüce Allah yanında (sevap olarak) bulursunuz; asla kaybolmaz. Muhakkak ki Allah yaptıklarınızı görür” (Bakara 2/110).
|
“Namazı gereği üzere yerine getiriniz, zekâtı veriniz. Nefisleriniz için hayır olarak önceden ne gönderirseniz, onu yüce Allah yanında (sevap olarak) ...
|
Bu metni özetleyin.
|
542. Ölü olarak (rahimden) düşen bir çocuk, bir bez parçasına sarılarak gömülür, yıkanması gerekmez.
|
542. Ölü olarak (rahimden) düşen bir çocuk, bir bez parçasına sarılarak gömülür, yıkanması gerekmez.
|
Bu metindeki maddeleri listeleyin.
|
15. Bir kimse namazda iken vücudunu bir kere veya arka arkaya iki kere yahut değişik rekâtlarda birer, ikişer kere kaşısa namazı bozulmaz. Fakat bir rekâtta birbiri ardınca üç defa kaşısa bozulur. Ancak bir organını, elini tekrar kaldırmadan birkaç defa kaşıması bir defa kaşıma sayılır.
|
1. 15. Bir kimse namazda iken vücudunu bir kere veya arka arkaya iki kere yahut değişik rekâtlarda birer
2. ikişer kere kaşısa namazı bozulmaz. Fakat bir rekâtta birbiri ardınca üç defa kaşısa bozulur. Ancak bir organını
3. elini tekrar kaldırmadan birkaç defa kaşıması bir defa kaşıma sayılır.
|
Bu metni özetleyin.
|
483. Namaz fidyesinden sonra oruç kefâreti, sonra kurban kefâreti, sonra yemin kefâreti için tekrar devir yapılır. Bir nâfile olarak başlanıp da bozulduktan sonra kazâ edilmemiş namazlar, adanmış olup da yerine getirilmemiş adak namazlar ve kurbanlar için de bir miktar devir yapılır. Hatta yapılmamış tilâvet secdesi de bir vakit namaz sayılarak bundan dolayı da fidye verilir. Namaz fidyesinin tümünü bir fakire bir günde vermek câizdir. Fakat oruç ve yemin kefâretleri böyle değildir. Bu fidyeler bir günde bir şahsa toptan verilemez (Oruç ve yemin kefâreti bölümüne bakılsın).
|
483. Namaz fidyesinden sonra oruç kefâreti, sonra kurban kefâreti, sonra yemin kefâreti için tekrar devir yapılır. Bir nâfile olarak başlanıp da bozul...
|
Bu metni özetleyin.
|
AV KİTABI
|
AV KİTABI
|
Bu metni özetleyin.
|
Akşam namazının farzında vaktin darlığından dolayı kısa sûreler okunur.
|
Akşam namazının farzında vaktin darlığından dolayı kısa sûreler okunur.
|
Bu metni özetleyin.
|
33. Namazda bir gerek bulunmaksızın bir çocuğu yüklenmek veya kendisini meşgul edecek bir eşya taşımak mekruhtur.
|
33. Namazda bir gerek bulunmaksızın bir çocuğu yüklenmek veya kendisini meşgul edecek bir eşya taşımak mekruhtur.
|
Bu metni özetleyin.
|
79. “İnşallah yarın oruç tutmaya niyet ettim” diye yapılan bir niyet sahihtir. Fakat: “Yarın davete çağrılırsam iftar etmeye, çağrılmazsam oruç tutmaya,” diye yapılan bir niyet geçerli değildir. Böyle tereddütlü bir niyetle oruç tutulmuş olmaz.
|
79. “İnşallah yarın oruç tutmaya niyet ettim” diye yapılan bir niyet sahihtir. Fakat: “Yarın davete çağrılırsam iftar etmeye, çağrılmazsam oruç tutmay...
|
Bu metni özetleyin.
|
Birinci ve ikinci rekâtlarda Fâtiha’nın tekrarlanarak okunması veya arka arkaya okunması yahut rükû, secde ve teşehhüdde Kur’an okunması da böyledir. Fakat üçüncü veya dördüncü rekâtlarda Fâtiha’nın iki defa okunması veya bunlarda Fâtiha ile beraber başka bir sûrenin de okunması yahut yalnız başka bir sûrenin okunması sehiv secdelerini gerektirmez. Çünkü bu takdirde bir vâcip terkedilmiş veya geciktirilmiş ve Kur’an da meşru olan yerin başkasında okunmuş olmaz. Ancak bu halde rekâtlar, önceki rekâtlardan daha fazla uzatılmış ve cemaate de ağırlık verilmiş olursa kerâhetten korunmuş olmaz.
|
Birinci ve ikinci rekâtlarda Fâtiha’nın tekrarlanarak okunması veya arka arkaya okunması yahut rükû, secde ve teşehhüdde Kur’an okunması da böyledir. ...
|
Bu metni özetleyin.
|
2. Eti yenmeyen hayvanların sidikleri, ağızlarından gelen salyaları, akan kanları ve kuşlardan başka bütün hayvanların tersleri ...
|
2. Eti yenmeyen hayvanların sidikleri, ağızlarından gelen salyaları, akan kanları ve kuşlardan başka bütün hayvanların tersleri ...
|
Bu metindeki örnekleri belirtin.
|
Örnek: İhrama girmiş olan kimse, bir hastalıktan veya düşmandan yahut parasının tükenmesinden dolayı haccını yerine getiremezse Harem bölgesinde kesilmek üzere Mekke’ye bir koyun veya onun parasını gönderir. Bunun kesileceği saatin arkasından ihramdan çıkmış olur.
|
Örnek: İhrama girmiş olan kimse, bir hastalıktan veya düşmandan yahut parasının tükenmesinden dolayı haccını yerine getiremezse Harem bölgesinde kesilmek üzere Mekke’ye bir koyun veya onun parasını gönderir. Bunun kesileceği saatin arkasından ihramdan çıkmış olur.
|
Bu metni özetleyin.
|
(İmam Şâfiî’ye göre, gamûs yemininden dolayı da kefâret gerekir.)
|
(İmam Şâfiî’ye göre, gamûs yemininden dolayı da kefâret gerekir.)
|
Bu metni özetleyin.
|
O halde bu maddi ve ölümlü hayat bakımından insanın hayatı tam bir huzur ve bahtiyarlık içinde olamaz. Fakat diğer bir yönden insan çok bahtiyar ve pek mutludur. Çünkü gerçek dine sarıldıkça, insan kalben huzur içinde olur. Sonsuz bir mutluluğa erişme hazırlığındadır. Bu geçici hayatın sona ermesi, kendisini hiçbir tasaya düşürmez. Böyle bir insan, ebedî bir varlığın kendisini rahmeti ile koruyacağından emindir. Hiçbir zaman kaybolmayacak olan bir hayata kavuşmakla mutlu olacağına inanmıştır.
|
O halde bu maddi ve ölümlü hayat bakımından insanın hayatı tam bir huzur ve bahtiyarlık içinde olamaz. Fakat diğer bir yönden insan çok bahtiyar ve pe...
|
Bu metni özetleyin.
|
3. Bir yaradan kopan deri parçası.
|
3. Bir yaradan kopan deri parçası.
|
Bu metni özetleyin.
|
BAYRAM NAMAZLARI
|
BAYRAM NAMAZLARI
|
Bu metni özetleyin.
|
Münâfıkların başı olan Übey b. Selûl’ün oğlu Abdullah, “Resûlullah gençlerin sözüne uydu da şehir dışına çıktı” diyerek başlarında bulunduğu 300 münafıkla geri döndü. İslâm ordusundaki kuvvetin sayısı 700’e indi.
|
Münâfıkların başı olan Übey b. Selûl’ün oğlu Abdullah, “Resûlullah gençlerin sözüne uydu da şehir dışına çıktı” diyerek başlarında bulunduğu 300 münaf...
|
Bu metni özetleyin.
|
Şît’in anlamı “hibetullah”tır (Allah’ın bağışı). Hz. Âdem’e, Kabil tarafından şehid edilen Habil’e bedel olarak Allah tarafından ihsan buyrulmuş demektir. Bu zata “Şîs” de denilmektedir.
|
Şît’in anlamı “hibetullah”tır (Allah’ın bağışı). Hz. Âdem’e, Kabil tarafından şehid edilen Habil’e bedel olarak Allah tarafından ihsan buyrulmuş demek...
|
Bu metni özetleyin.
|
220. Suyu kullanmaktan âciz olup da parası bulunan kimse, normal bir ücretle abdest verdirecek kimse bulursa teyemmüm edemez.
|
220. Suyu kullanmaktan âciz olup da parası bulunan kimse, normal bir ücretle abdest verdirecek kimse bulursa teyemmüm edemez.
|
Bu metni özetleyin.
|
537. Henüz bulûğ çağına yaklaşmamış (müştehat olmayan) bir kız çocuğunu erkek yıkayabildiği gibi, henüz mürâhik (bulûğ çağına ermemiş) bulunan bir erkek çocuğunu da kadın yıkayabilir.
|
537. Henüz bulûğ çağına yaklaşmamış (müştehat olmayan) bir kız çocuğunu erkek yıkayabildiği gibi, henüz mürâhik (bulûğ çağına ermemiş) bulunan bir erk...
|
Bu metni özetleyin.
|
32. Keramet: Bir kısım olağanüstü işlerdir. Yüce Allah’ın kudretiyle veli kulları tarafından meydana getirilir. Bu kerametler de o velilerin bağlı bulunduğu peygamber için bir mucize sayılır. Çünkü o peygamber gerçek peygamber olmasaydı, kendisine bağlı olanlardan böyle kerametler ortaya çıkamazdı.
|
32. Keramet: Bir kısım olağanüstü işlerdir. Yüce Allah’ın kudretiyle veli kulları tarafından meydana getirilir. Bu kerametler de o velilerin bağlı bul...
|
Bu metni özetleyin.
|
(Şâfiîler’e göre, mümeyyiz olan (kâr ve zararını seçen) çocuğun sefere niyeti geçerlidir, namazını kısaltabilir.)
|
(Şâfiîler’e göre, mümeyyiz olan (kâr ve zararını seçen) çocuğun sefere niyeti geçerlidir, namazını kısaltabilir.)
|
Bu metni özetleyin.
|
Şâfiîler’e göre nifas müddeti ikinci çocuğun doğmasından başlar. Birinci çocuğun doğmasından sonra gelen kan, eğer âdet zamanına rastlamışsa hayız kanı sayılır. Rastgelmemiş ise istihâze kanı olmuş olur.)
|
Şâfiîler’e göre nifas müddeti ikinci çocuğun doğmasından başlar. Birinci çocuğun doğmasından sonra gelen kan, eğer âdet zamanına rastlamışsa hayız kan...
|
Bu metni özetleyin.
|
Yine, kendi imamı için düzeltme yapsa namazı bozulmaz. İmamın yeteri kadar Kur’an okumuş olması farketmez. Çünkü bu aynı namazı düzeltmeye aittir. Fakat namaz kılan bir kimse, kendisiyle beraber aynı namazda olmayan kimsenin okuyuşunu düzeltirse namazı bozulur; zira bu bir öğretme sayılır.
|
Yine, kendi imamı için düzeltme yapsa namazı bozulmaz. İmamın yeteri kadar Kur’an okumuş olması farketmez. Çünkü bu aynı namazı düzeltmeye aittir. Fak...
|
Bu metni özetleyin.
|
439. Kur’ân-ı Kerîm’in okunuşunda yanılarak i‘rab (hareke değişikliği) yönünden yapılacak hata, manayı ne kadar değiştirirse değiştirsin, namazı mutlaka bozmaz. Çünkü insanların çoğu, i‘rabın şekillerini ayırmaya güç yetiremez. “İbrâhîme” kelimesinin sonunu “İbrâhîmü” şeklinde ötre ve “rabbühû” kelimesinin “bâ” harfini de “rabbehû” şeklinde üstün okumak gibi ... “Na‘büdü” kelimesinin “be”sini de “na‘bidü” şeklinde esre okumak da böyledir.
|
439. Kur’ân-ı Kerîm’in okunuşunda yanılarak i‘rab (hareke değişikliği) yönünden yapılacak hata, manayı ne kadar değiştirirse değiştirsin, namazı mutla...
|
Bu metni özetleyin.
|
“Allah katında (hak) din İslâm’dır” (Âl-i İmrân 3/19).
|
“Allah katında (hak) din İslâm’dır” (Âl-i İmrân 3/19).
|
Bu metni özetleyin.
|
195. Guslün başlıca sünnetleri şunlardır:
|
195. Guslün başlıca sünnetleri şunlardır:
|
Bu metni özetleyin.
|
6. Bir de zekât vermek, güzel bir inancın eseridir. Böyle bir inanca sahip olan kimse, bağlı bulunduğu cemiyet için zararlı olmaktan uzak, çok yararlı bir insan olur. Çünkü kendi malından bir kısmını sadece Allah rızası için ayırıp fakir din kardeşlerine veren ve bundan dolayı onlardan hiçbir karşılık gözetmeyen bir insan, artık çevresine yararlı olmaz mı? Böyle bir kimse hiç kendisine ait olmayan şeylere göz dikip de başkalarının zararına çalışır mı? Başkalarının ellerindeki mallara saldırır mı?
|
6. Bir de zekât vermek, güzel bir inancın eseridir. Böyle bir inanca sahip olan kimse, bağlı bulunduğu cemiyet için zararlı olmaktan uzak, çok yararlı...
|
Bu metni özetleyin.
|
Müstehap olan şeylere, “mendup, fazilet, nâfile, tatavvu, edep” adı da verilir. Şöyle ki: Müstehap olan şeye, sevabı çok olup yapılması istendiğinden ötürü mendup ve fazilet denilir. Farz ve vâcip üzerine ilave olarak yapıldığı için de ona “nâfile” denilir. Kesin bir emre dayanmaksızın, sadece bir sevap isteği ile yapıldığı için ona “tatavvu” adı verilir. Güzel ve övgüye değer bir iş olduğu için de ona “edep” denmiştir. Bunun çoğulu “âdap”’tır. Edep üzerinde bilgi için, bu eserin ahlâk bölümüne müracaat edilsin.
|
Müstehap olan şeylere, “mendup, fazilet, nâfile, tatavvu, edep” adı da verilir. Şöyle ki: Müstehap olan şeye, sevabı çok olup yapılması istendiğinden ...
|
Bu metni özetleyin.
|
191. Birbirine bitişik olup da aralarında su geçirmeyecek bir halde bulunan parmakları yıkarken, su ile aralarını ovmalıdır. İçi boş olan göbeğin içini de yıkamalıdır. Üzerlerinde pislik bulunmasa da avret yerlerini su ile yıkayıp temizlemelidir. Bunların da kuru kalması, guslün sıhhatine engel olur.
|
191. Birbirine bitişik olup da aralarında su geçirmeyecek bir halde bulunan parmakları yıkarken, su ile aralarını ovmalıdır. İçi boş olan göbeğin için...
|
Bu metni özetleyin.
|
78. Henüz ot yememiş süt kuzularının kursakları temizdir. Bunlar ister boğazlansın, ister boğazlanmasınlar, bunlardan peynir mayası yapılabilir.
|
78. Henüz ot yememiş süt kuzularının kursakları temizdir. Bunlar ister boğazlansın, ister boğazlanmasınlar, bunlardan peynir mayası yapılabilir.
|
Bu metni özetleyin.
|
152. Necâşî, Hz. Peygamber’in mektubunu alır almaz öpüp yüzüne gözüne sürmüş ve Habeşistan’a hicret etmiş bulunan Cafer b. Ebû Tâlib’in huzurunda İslâmiyet’i kabul etmişti.
|
152. Necâşî, Hz. Peygamber’in mektubunu alır almaz öpüp yüzüne gözüne sürmüş ve Habeşistan’a hicret etmiş bulunan Cafer b. Ebû Tâlib’in huzurunda İslâ...
|
Bu metni özetleyin.
|
Huneyn Savaşı’nda ganimet mallarından bir vadide toplanmış olan develer için, Safvân b. Ümeyye, “Ne iyi develer!” demekle, Peygamber Efendimiz, “Öyle ise onlar senin olsun” deyip bu 100 deveyi Safvân’a bağışlamıştı. Safvân bu ikramı görünce, “Bu kadar cömertlik ancak peygamberlerde bulunur” diyerek hemen müslüman olmuştur. Oysaki müslüman olmak için evvelce dört ay süre almış bulunuyordu.
|
Huneyn Savaşı’nda ganimet mallarından bir vadide toplanmış olan develer için, Safvân b. Ümeyye, “Ne iyi develer!” demekle, Peygamber Efendimiz, “Öyle ...
|
Bu metindeki maddeleri listeleyin.
|
Vitir namazında rükûdan sonra Kunut duasının unutulduğu hatırlanmış olsa, artık onu okumak için geri kıyama dönülmez. Rükûdan sonra okunması da gerekmez. Çünkü yeri kaçırılmıştır. Rükû halinde hatırlandığı halde de okunması gerekmez. Sahih olan rivayet böyledir. Bununla beraber okunsun veya okunmasın, her iki halde de sehiv secdeleri gerekir.
|
1. Vitir namazında rükûdan sonra Kunut duasının unutulduğu hatırlanmış olsa
2. artık onu okumak için geri kıyama dönülmez. Rükûdan sonra okunması da gerekmez. Çünkü yeri kaçırılmıştır. Rükû halinde hatırlandığı halde de okunması gerekmez. Sahih olan rivayet böyledir. Bununla beraber okunsun veya okunmasın
3. her iki halde de sehiv secdeleri gerekir.
|
Bu metni özetleyin.
|
376. Bir secde âyeti, gerçekten veya hüküm bakımından bir sayılan bir mecliste tekrarlanarak okunsa, bir defa secde edilmesi yetişir. Fakat başka başka secde âyetleri okunursa veya meclis hakikaten veya hükmen değişirse, her okunan âyet için başka bir secde gerekir.
|
376. Bir secde âyeti, gerçekten veya hüküm bakımından bir sayılan bir mecliste tekrarlanarak okunsa, bir defa secde edilmesi yetişir. Fakat başka başk...
|
Bu metni özetleyin.
|
16. İslâm dininde vaaz etmek ve öğüt vermek pek önemli bir görevdir, bir farz-ı kifâyedir. Kürsülerde ve minberlerde insanlara öğüt kastı ile söylenen sözler (hutbeler) sünnettir. Peygamberimiz’in yoludur. Din hükümlerine uygun olarak ihtiyaca göre tatlı ifadelerle yapılan konuşmalardan, verilen öğütlerden herkes faydalanır. Bunlar birer uyarmadır. Bu uyarmalar müminler için çok yararlıdır.
|
16. İslâm dininde vaaz etmek ve öğüt vermek pek önemli bir görevdir, bir farz-ı kifâyedir. Kürsülerde ve minberlerde insanlara öğüt kastı ile söylenen...
|
Bu metni özetleyin.
|
Nurunla rûşen eyle karanlık mezarımı,
|
Nurunla rûşen eyle karanlık mezarımı,
|
Bu metni özetleyin.
|
45. Mukayyet sular, aslî ve gayr-i aslî diye iki kısma ayrılırlar. Aslen mukayyet olanlar: Kavun, karpuz, asma, gül suları ve benzerleridir. Gayr-i aslî olan mukayyet sular, aslında mutlak su iken yabancı bir maddenin karışması ile meydana gelen sulardır. Bir su içine yaprakların düşmesi, o yaprakların çürüyerek suyun incelik ve akıcılığını, renk ve kokusunu değiştirmesiyle bozulan sulardır.
|
45. Mukayyet sular, aslî ve gayr-i aslî diye iki kısma ayrılırlar. Aslen mukayyet olanlar: Kavun, karpuz, asma, gül suları ve benzerleridir. Gayr-i as...
|
Bu metni özetleyin.
|
29. Harem bölgesi ile mîkatlar arasında bulunan kimseler, bulundukları yerlerden veya Mekke içinden ihrama girerler. Bunların yakınlıkları sebebiyle Mekke’ye girip çıkmaları çok olacağından onlara böyle bir kolaylık gösterilmiştir.
|
29. Harem bölgesi ile mîkatlar arasında bulunan kimseler, bulundukları yerlerden veya Mekke içinden ihrama girerler. Bunların yakınlıkları sebebiyle M...
|
Bu metni özetleyin.
|
132. Ev sahibi, misafirlerine ağırlık verecek olan kimseleri, misafirlerle beraber bulundurmamalıdır. Misafirler de ev sahibinin rızası bilinmedikçe başkalarını beraberlerinde davete götürmemelidirler. Ziyafetten sonra ev sahibinden izin istemeden ve, “Allah’a ısmarladık, Allah’a emanet olunuz” gibi sözler söylemeden çıkıp gitmemelidirler.
|
132. Ev sahibi, misafirlerine ağırlık verecek olan kimseleri, misafirlerle beraber bulundurmamalıdır. Misafirler de ev sahibinin rızası bilinmedikçe b...
|
Bu metni özetleyin.
|
4. Ye’cûc ve Me’cûc adında iki milletin yeryüzüne yayılarak bir müddet bozgunculuğa çalışması ...
|
4. Ye’cûc ve Me’cûc adında iki milletin yeryüzüne yayılarak bir müddet bozgunculuğa çalışması ...
|
Bu metni özetleyin.
|
BAŞLICA DİNLER
|
BAŞLICA DİNLER
|
Bu metni özetleyin.
|
(Üç mezhebe göre, bir özür sebebiyle, öğle ve ikindi veya akşam ile yatsı namazlarını öne almak veya geciktirmek suretiyle bir vakitte toplamak câizdir. Öğle namazı ile ikindi namazı öğle vaktinde kılınabileceği gibi, ikindi vaktinde de kılınabilir.)
|
(Üç mezhebe göre, bir özür sebebiyle, öğle ve ikindi veya akşam ile yatsı namazlarını öne almak veya geciktirmek suretiyle bir vakitte toplamak câizdi...
|
Bu metni özetleyin.
|
183. Cünüplük, hayız veya lohusalık halinde iken, gayri müslim bir kadın veya gayri müslim bir erkek müslüman olsa gusletmesi farz olur. Hayız veya lohusalığı son bulmuş olsa da yıkanmamış bulunsa yine gusül gerekir. Fakat yıkanmış bulunan veya henüz cünüplük, hayız ve lohusalık haline düşmemiş olan erkek veya kadın gayri müslim müslüman olsa yıkanması mendup olur.
|
183. Cünüplük, hayız veya lohusalık halinde iken, gayri müslim bir kadın veya gayri müslim bir erkek müslüman olsa gusletmesi farz olur. Hayız veya lo...
|
Bu metni özetleyin.
|
169. Oruç kefâreti, ramazanda bir özür bulunmaksızın belli şartlar içinde orucunu bozan bir mükellefin, müslüman veya gayri müslim bir köle veya câriye âzat etmesidir. Buna gücü yetmiyorsa arka arkaya kesinti yapmaksızın iki ay oruç tutar. Buna da gücü yetmezse altmış fakire (sabah akşam) yemek yedirir.
|
169. Oruç kefâreti, ramazanda bir özür bulunmaksızın belli şartlar içinde orucunu bozan bir mükellefin, müslüman veya gayri müslim bir köle veya câriy...
|
Bu metni özetleyin.
|
Açıklamaların sonunda gerektiğinde konuyla ilgili kaynaklara da yer verilmiştir.
|
Açıklamaların sonunda gerektiğinde konuyla ilgili kaynaklara da yer verilmiştir.
|
Bu metni özetleyin.
|
216. “Falan kimse ile konuşmayacağım, söz söylemeyeceğim” diye yapılan yemin, o kimseye sadece işaret etmekle, mektup yazmakla veya haber göndermekle bozulmuş olmaz. Çünkü bu işler, konuşma ve söyleme sayılmaz.
|
216. “Falan kimse ile konuşmayacağım, söz söylemeyeceğim” diye yapılan yemin, o kimseye sadece işaret etmekle, mektup yazmakla veya haber göndermekle ...
|
Bu metni özetleyin.
|
Hz. Peygamber’in Pek Yüksek Akıl ve Zekâsı
|
Hz. Peygamber’in Pek Yüksek Akıl ve Zekâsı
|
Bu metni özetleyin.
|
ALTIN ile GÜMÜŞÜN ZEKÂTI
|
ALTIN ile GÜMÜŞÜN ZEKÂTI
|
Bu metni özetleyin.
|
35. İlim ve hikmet sahibi olan yaratıcımızın kutsal bir mâbedini ziyaret ederek yüce varlığına temiz kalple ve samimi duygularla yalvarıp yakarmak ve hürmette bulunmak, bir kul için ruha ferahlık veren yüksek bir mana taşır.
|
35. İlim ve hikmet sahibi olan yaratıcımızın kutsal bir mâbedini ziyaret ederek yüce varlığına temiz kalple ve samimi duygularla yalvarıp yakarmak ve ...
|
Bu metni özetleyin.
|
Ashâb-ı güzîn ile tâbiîne “selef-i sâlihîn” denir. Bunlar Ehl-i sünnet’in öncüleridir. Bunlar Peygamberimiz’in yolunu gereği üzre izlemişler ve İslâmiyet’i her tarafa yaymışlardır. İslâm birliğini ve topluluğunu kuvvetlendirmişlerdir. Din adına uydurmalardan uzak kalmışlardır.
|
Ashâb-ı güzîn ile tâbiîne “selef-i sâlihîn” denir. Bunlar Ehl-i sünnet’in öncüleridir. Bunlar Peygamberimiz’in yolunu gereği üzre izlemişler ve İslâmi...
|
Bu metni özetleyin.
|
Diğer bir tarife göre akıl ruhsal bir nurdur ki insana gideceği yolu aydınlatır, insana hak ve gerçeği bildirir. Bu ruhsal kuvvete sahip olana “akıllı kimse” denir. Bundan yoksun olana da “mecnun” (deli) denir.
|
Diğer bir tarife göre akıl ruhsal bir nurdur ki insana gideceği yolu aydınlatır, insana hak ve gerçeği bildirir. Bu ruhsal kuvvete sahip olana “akıllı...
|
Bu metni özetleyin.
|
İslâm’ın inanç, ibadet ve günlük yaşayışa ilişkin hükümlerini bilmek her müslümanın görevidir. Müslümanca bir hayat için gerekli olan hukukî esaslar ilmihal kitapları ile öğrenilegelmiştir. Bu kitaplarda belirtilen hukukî kurallar, insanların sosyal yaşantısına tesir eden dinî ve ahlâkî kurallarla birlikte bir bütünün parçasını oluşturur. Dolayısıyla bu topraklarda yaşayan insanların zihniyetini, kendini ifade tarzını, dünya görüşünü, kısaca doğasını tanımak isteyenler için en önemli kaynaklardan biri de ilmihal kitaplarıdır.
|
İslâm’ın inanç, ibadet ve günlük yaşayışa ilişkin hükümlerini bilmek her müslümanın görevidir. Müslümanca bir hayat için gerekli olan hukukî esaslar i...
|
Bu metni özetleyin.
|
Bulûğa ermiş bir kimse sünnet edilmemişse ya bizzat kendisi veya başarabiliyorsa zevcesi tarafından sünnet edilir. Bu da mümkün olmayınca, bir sünnetçiye baş vurulur.
|
Bulûğa ermiş bir kimse sünnet edilmemişse ya bizzat kendisi veya başarabiliyorsa zevcesi tarafından sünnet edilir. Bu da mümkün olmayınca, bir sünnetç...
|
Bu metni özetleyin.
|
İşte Peygamber Efendimiz’in gençliğindeki seyahatleri bundan ibarettir. Bu seyahatler süresince kendisinden bazı mucizeler çıkmış, kendisinin büyüklüğünü bazı kimseler görüp anlamışlardı. Fakat yazdığımız gibi, bu yolculuklar uzun bir zaman devam etmediği için, Resûlullah Efendimiz birtakım şahıslarla görüşme imkânını bulamamıştı.
|
İşte Peygamber Efendimiz’in gençliğindeki seyahatleri bundan ibarettir. Bu seyahatler süresince kendisinden bazı mucizeler çıkmış, kendisinin büyüklüğ...
|
Bu metni özetleyin.
|
4. İnsan bir düşünmeli, her an yüce Allah’ın sayısız nimet ve ihsanlarına kavuşmaktadır. Öyle ikramı bol, merhameti geniş olan yaratıcımızın tükenmeyen lutuflarına karşı teşekkürde bulunmak gerekmez mi?
|
4. İnsan bir düşünmeli, her an yüce Allah’ın sayısız nimet ve ihsanlarına kavuşmaktadır. Öyle ikramı bol, merhameti geniş olan yaratıcımızın tükenmeye...
|
Bu metni özetleyin.
|
2. İmam Mâlik b. Enes: 93 (712) yılında Medine-i Münevvere’de doğmuş ve 179’da (795) Medine’de vefat etmiştir. Allah’ın rahmeti üzerine olsun. İmam Mâlik, müslümanların haklı olarak kendileriyle övündükleri dört büyük müctehidin ikincisidir. Çok yüksek bir ilme, üstün bir zekâya, büyük bir zühd ve takvaya sahip idi. Mezhebi önceleri Endülüs’e, bütün Mağrib’e (Fas’a) yayılmıştı. Bugün de Fas, Sudan, Trablusgarp, Cezayir ve Yemen taraflarında benimsenmiş bulunmaktadır.
|
2. İmam Mâlik b. Enes: 93 (712) yılında Medine-i Münevvere’de doğmuş ve 179’da (795) Medine’de vefat etmiştir. Allah’ın rahmeti üzerine olsun. İmam Mâ...
|
Bu metni özetleyin.
|
Semavî kitaplar, yüce Allah’ın insanlar üzerinde uygulanacak birer kutsal kanunudur. Allah Teâlâ, insanlara haklarını ve görevlerini bu kanunlar yolu ile bildirmiştir. Peygamberlerin dünyadaki hayatları geçicidir. Peygamberlerin ümmetlerine bildirdikleri ilâhî hükümlerin devamı, ancak bu kitaplar sayesinde mümkün olmuştur. Eğer bu kitaplar olmasaydı, insanlar yaratılışlarındaki hikmetten, üzerlerine düşen görevlerden, kavuşacakları ahiret nimetlerinden (ve felaketlerinden) habersiz kalırlardı. Yaşayışlarını düzene sokacak ilâhî prensiplerden mahrum olurlardı. Özellikle kutsal âyetleri okumak, onlarla ibadet etmek, onlardan öğüt almak ve onlarla gerçeği anlayıp tehlikeli görüşlerden kurtulmak şerefinden ve mutluluğundan uzak kalmış olurlardı.
|
Semavî kitaplar, yüce Allah’ın insanlar üzerinde uygulanacak birer kutsal kanunudur. Allah Teâlâ, insanlara haklarını ve görevlerini bu kanunlar yolu ...
|
Bu metni özetleyin.
|
217. “Konuşmayacağım” diye yemin eden kimse, namazda Kur’an okumakla veya tesbih çekmekle yemini bozulmaz. Namaz dışında ise bir görüşe göre yeminini bozmuş olur, diğer bir görüşe göre olmaz. Zira bu okuma, örfte konuşma sayılmaz. Diğer kitapları okumada da âlimlerin ihtilafı vardır.
|
217. “Konuşmayacağım” diye yemin eden kimse, namazda Kur’an okumakla veya tesbih çekmekle yemini bozulmaz. Namaz dışında ise bir görüşe göre yeminini ...
|
Bu metni özetleyin.
|
74. Ramazanın her günü için ayrıca bir niyet gerekir. Çünkü araya geceler girmektedir. Ayrıca her günün orucu başlı başına bir ibadet bulunmaktadır. Bunun içindir ki bir günün orucundaki bozukluk, diğer günün sıhhatine engel olmaz.
|
74. Ramazanın her günü için ayrıca bir niyet gerekir. Çünkü araya geceler girmektedir. Ayrıca her günün orucu başlı başına bir ibadet bulunmaktadır. B...
|
Bu metni özetleyin.
|
56. Kıyametin kopması ve ahiretin meydana gelmesi, Kur’an’ın âyetleriyle, Hz. Peygamber’in [sallallahu aleyhi vesellem] hadisleriyle ve ümmetin birliği ile sabittir. Diğer bütün peygamberler de kendi ümmetlerine bu gerçeği bildirmişlerdir. Onun için ahirete iman etmek, büyük bir görevdir ve her din için önemli bir inançtır.
|
56. Kıyametin kopması ve ahiretin meydana gelmesi, Kur’an’ın âyetleriyle, Hz. Peygamber’in [sallallahu aleyhi vesellem] hadisleriyle ve ümmetin birliğ...
|
Bu metni özetleyin.
|
Zekâta Bağlı Olan Mallar
|
Zekâta Bağlı Olan Mallar
|
Bu metni özetleyin.
|
(İmam Şâfiî’ye göre, altın ile gümüş, nisabı doldurmak için birbirlerine ilave edilemez; çünkü cinsleri değişiktir. Bunların her biri için ayrı ayrı tam bir nisab şarttır.)
|
(İmam Şâfiî’ye göre, altın ile gümüş, nisabı doldurmak için birbirlerine ilave edilemez; çünkü cinsleri değişiktir. Bunların her biri için ayrı ayrı t...
|
Bu metni özetleyin.
|
(Şâfiîler’e göre de Arafat’ta vakfe zamanı, Zilhicce ayının 9. günü zeval vaktinden sonra onuncu günün fecrine kadardır. Bu zaman içinde bir an bile olsa vakfe yeterlidir.)
|
(Şâfiîler’e göre de Arafat’ta vakfe zamanı, Zilhicce ayının 9. günü zeval vaktinden sonra onuncu günün fecrine kadardır. Bu zaman içinde bir an bile o...
|
Bu metni özetleyin.
|
84. Bir beldeye dışarıdan gelecek malları, şehirde serbest satılmaması için şehir dışında karşılayarak satın almak da bir nevi ihtikârdır.
|
84. Bir beldeye dışarıdan gelecek malları, şehirde serbest satılmaması için şehir dışında karşılayarak satın almak da bir nevi ihtikârdır.
|
Bu metni özetleyin.
|
Fakat, “Seni yıkarsam, sana elbise giydirirsem, sana dokunursam, seni bir şeye bindirirsem, seni taşırsam” şeklinde yemin etse, onu öldükten sonra yıkamakla, kefenlemekle, vücudunu okşamakla, bir şeye bindirmekle veya taşımakla yeminini bozmuş olur, kefâret gerekir.
|
Fakat, “Seni yıkarsam, sana elbise giydirirsem, sana dokunursam, seni bir şeye bindirirsem, seni taşırsam” şeklinde yemin etse, onu öldükten sonra yık...
|
Bu metni özetleyin.
|
1. İslâm definesi: Bu, üzerinde İslâm nişanı, tevhid kelimesi gibi bir alamet bulunan para ve eşyalardır. Bunlar yitik eşya hükmündedir. Bunları bulanlar, fakir iseler kendilerine harcarlar, değilseler ya fakirlere veya devlete verirler.
|
1. İslâm definesi: Bu, üzerinde İslâm nişanı, tevhid kelimesi gibi bir alamet bulunan para ve eşyalardır. Bunlar yitik eşya hükmündedir. Bunları bulan...
|
Bu metni özetleyin.
|
Yine bu durumda olan kimsenin çocuklara Kur’an âyetlerini kelime kelime öğretmesi de câizdir. Şehadet kelimesini söylemek, tesbih ve tekbir getirmek yine câizdir.
|
Yine bu durumda olan kimsenin çocuklara Kur’an âyetlerini kelime kelime öğretmesi de câizdir. Şehadet kelimesini söylemek, tesbih ve tekbir getirmek y...
|
Bu metindeki maddeleri listeleyin.
|
160. Elde, tırnakta ve diğer uzuvlarda bulunan herhangi bir yara üzerine konulmuş sakız, pamuk gibi şeylerin veya ilaçların üzerine de zaruret halinde bir kere mesh yapılır. Bunlara sıcak su zarar vermiyorsa mesh yeterli olmaz, yıkamak gerekir. Yapılacak meshin bütün sargıyı kaplaması gerekmez, çoğunluğunu meshetmek kâfi gelir.
|
1. 160. Elde
2. tırnakta ve diğer uzuvlarda bulunan herhangi bir yara üzerine konulmuş sakız
3. pamuk gibi şeylerin veya ilaçların üzerine de zaruret halinde bir kere mesh yapılır. Bunlara sıcak su zarar vermiyorsa mesh yeterli olmaz
4. yıkamak gerekir. Yapılacak meshin bütün sargıyı kaplaması gerekmez
5. çoğunluğunu meshetmek kâfi gelir.
|
Bu metindeki maddeleri listeleyin.
|
83. Ebû Tâlib, kardeşinin oğlu Hz. Muhammed’i [sallallahu aleyhi vesellem] pek çok sever, pek ziyade korurdu. Ebû Tâlib bazan ticaret için kafile ile Şam tarafına gidiyordu. Henüz on iki yaşında bulunan Hz. Muhammed’i de [sallallahu aleyhi vesellem] beraber götürdü. Busrâ denilen yere kadar gittiler. Alışverişi bitirip birkaç gün sonra geri döndüler.
|
1. 83. Ebû Tâlib
2. kardeşinin oğlu Hz. Muhammed’i [sallallahu aleyhi vesellem] pek çok sever
3. pek ziyade korurdu. Ebû Tâlib bazan ticaret için kafile ile Şam tarafına gidiyordu. Henüz on iki yaşında bulunan Hz. Muhammed’i de [sallallahu aleyhi vesellem] beraber götürdü. Busrâ denilen yere kadar gittiler. Alışverişi bitirip birkaç gün sonra geri döndüler.
|
Bu metni özetleyin.
|
63. Nâfile namazlara gelince: Bunlarda sadece namaza niyet etmek kâfidir. Fakat şu vaktin ilk sünnetine veya son sünnetine niyet ettim, diye de kılınırlar. Bu namazların müekked veya gayri müekked olduklarını belirlemeye de gerek yoktur. Ancak teravih namazı için, “Teravih namazını veya vakit namazını kılmaya niyet ettim” demelidir. İhtiyatlı olan da budur.
|
63. Nâfile namazlara gelince: Bunlarda sadece namaza niyet etmek kâfidir. Fakat şu vaktin ilk sünnetine veya son sünnetine niyet ettim, diye de kılını...
|
Bu metindeki örnekleri belirtin.
|
Bir vâcibin terkini taşıyan bir iş, tahrîmen mekruhtur. Bir sünnetin terkini taşıyan bir iş de tenzîhen mekruhtur. Bununla beraber tenzîhen mekruh olanlar da önemleri bakımından ve tahrîmen mekruhlara yakınlıkları yönünden birbirlerinden farklıdırlar. Örnek: Müekked bir sünneti terketmek, bir vâcibi terketmek derecesine yakın bir kerâheti taşır. Farzların, vâciplerin ve müstehapların ve bunların zıtlarının (dereceleri de) değişik olması gibi ...
|
Bir vâcibin terkini taşıyan bir iş, tahrîmen mekruhtur. Bir sünnetin terkini taşıyan bir iş de tenzîhen mekruhtur. Bununla beraber tenzîhen mekruh olanlar da önemleri bakımından ve tahrîmen mekruhlara yakınlıkları yönünden birbirlerinden farklıdırlar. Örnek: Müekked bir sünneti terketmek, bir vâcibi terketmek derecesine yakın bir kerâheti taşır. Farzların, vâciplerin ve müstehapların ve bunların zıtlarının (dereceleri de) değişik olması gibi ...
|
Bu metni özetleyin.
|
Ne gariptir ki içlerinden Velîd b. Mugîre gibi cin fikirli adamlar, Hz. Peygamber için şöyle diyorlardı:
|
Ne gariptir ki içlerinden Velîd b. Mugîre gibi cin fikirli adamlar, Hz. Peygamber için şöyle diyorlardı:
|
Bu metni özetleyin.
|
12. Ezanı oturarak okumak mekruhtur. Ancak kendisi için okuyacaksa kerâheti olmaz. Yolcudan başkası için, hayvan üzerinde ezan okumak da mekruhtur.
|
12. Ezanı oturarak okumak mekruhtur. Ancak kendisi için okuyacaksa kerâheti olmaz. Yolcudan başkası için, hayvan üzerinde ezan okumak da mekruhtur.
|
Bu metindeki maddeleri listeleyin.
|
Peygamber Efendimiz’e de sermaye verdi. Kölesi Meysere’yi de beraberine verip Şam tarafına gitmelerini istedi. Hz. Peygamber bu teklifi kabul ederek Busrâ’ya gitti. Orada işlerini görüp birkaç gün içinde geri döndüler.
|
1. Peygamber Efendimiz’e de sermaye verdi. Kölesi Meysere’yi de beraberine verip Şam tarafına gitmelerini istedi. Hz. Peygamber bu teklifi kabul ederek Busrâ’ya gitti. Orada işlerini görüp birkaç gün içinde geri döndüler.
|
Bu metindeki maddeleri listeleyin.
|
Yine, zevcesinin veya başkasının yüzüne veya herhangi bir uzvuna tekrar suretinde olsa dahi bakması ile ve bakışından veya bunları düşünüşünden dolayı şehvetle akıntı olması ile de orucu bozulmaz.
|
1. Yine
2. zevcesinin veya başkasının yüzüne veya herhangi bir uzvuna tekrar suretinde olsa dahi bakması ile ve bakışından veya bunları düşünüşünden dolayı şehvetle akıntı olması ile de orucu bozulmaz.
|
Bu metni özetleyin.
|
10. Nâib, haccını bozmamış olmalıdır. Şöyle ki: Nâib, Arafat’ta vakfe yapmadan önce zevcesi ile cinsel ilişkide bulunsa haccını bozmuş olur. Artık sonradan kazâ edeceği hac, âmir adına olmamış olur. Bunun için almış olduğu masraf bedelini âmire ödemesi gerekir.
|
10. Nâib, haccını bozmamış olmalıdır. Şöyle ki: Nâib, Arafat’ta vakfe yapmadan önce zevcesi ile cinsel ilişkide bulunsa haccını bozmuş olur. Artık son...
|
Bu metni özetleyin.
|
618. Bir cenaze kabre konulup üzerine toprak atıldıktan sonra artık kabri açılmaz, kabrinden çıkarılmaz. Bu câiz değildir. Artık yüce Allah’a teslim edilmiş ve cemaatin ellerinden çıkmış olur. Ancak bir mecburiyet hali bulunursa olabilir. Şöyle ki: Bir cenaze haksızlıkla ele geçirilmiş (gasbedilmiş) bir yere gömülse veya başkasına ait elbiselerle kefenlenerek gömülse yahut satın alınıp gömüldüğü yere şüf‘a (komşuluk) yolu ile bir kimse sahip çıksa cenazenin çıkarılması câiz olur, çıkarılmadığı takdirde, yer sahibi kabri düzelterek üzerine dilediği şeyi ekebilir. Elbise sahibi de elbisenin kıymetini almakla yetinir.
|
618. Bir cenaze kabre konulup üzerine toprak atıldıktan sonra artık kabri açılmaz, kabrinden çıkarılmaz. Bu câiz değildir. Artık yüce Allah’a teslim e...
|
Bu metni özetleyin.
|
119. Hayız, nifas ve istihâze halleri, kanın dışarıya çıkması ile bilinir. Onun için çocuk doğuran bir kadından faraza kan çıkmamış olsa, iki imama göre (İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed) nüfesâ sayılmaz. Bu itibarla gusletmesi gerekmez ve oruçlu ise orucu bozulmaz ama abdest alması gerekir. Fakat İmâm-ı Âzam’a göre, ihtiyat olarak gusletmesi lazımdır.
|
119. Hayız, nifas ve istihâze halleri, kanın dışarıya çıkması ile bilinir. Onun için çocuk doğuran bir kadından faraza kan çıkmamış olsa, iki imama gö...
|
Bu metni özetleyin.
|
Maddi bir yarar yüzünden birbirine düşman kesilen kardeşler, iyi ruhlu kimseler sayılamazlar. Birbirine tutkun olan kardeşler, hayatta daima başarı sağlarlar.
|
Maddi bir yarar yüzünden birbirine düşman kesilen kardeşler, iyi ruhlu kimseler sayılamazlar. Birbirine tutkun olan kardeşler, hayatta daima başarı sa...
|
Bu metni özetleyin.
|
94. Ramazanda harareti azaltıp serinlenmek için ağza ve burna su almak ve soğuk su ile yıkanmak, İmâm-ı Âzam’a göre mekruhtur. Çünkü böyle bir hareket, ibadet için bir daralma göstermek demektir. Fakat İmam Ebû Yusuf’a göre, bunda kerâhet yoktur. Zira böyle yapmakla ibadete yardım edilmiş ve doğal olan sıkıntı giderilmiş olur. Fetva da buna göredir.
|
94. Ramazanda harareti azaltıp serinlenmek için ağza ve burna su almak ve soğuk su ile yıkanmak, İmâm-ı Âzam’a göre mekruhtur. Çünkü böyle bir hareket...
|
Bu metni özetleyin.
|
87. Nâib hacdan sonra Mekke’de kalabilir ve ikinci yılda kendi parası ile kendi adına haccedebilir. Fakat hacdan sonra dönmek daha faziletlidir.
|
87. Nâib hacdan sonra Mekke’de kalabilir ve ikinci yılda kendi parası ile kendi adına haccedebilir. Fakat hacdan sonra dönmek daha faziletlidir.
|
Bu metni özetleyin.
|
“Ahiret işi müstesna, her işte yavaş ve tedbirli davranmak hayırlıdır.”
|
“Ahiret işi müstesna, her işte yavaş ve tedbirli davranmak hayırlıdır.”
|
Bu metni özetleyin.
|
8. Yolda arkadaşları ve diğer yolcularla çekişip dövüşmekten sakınmalıdır.
|
8. Yolda arkadaşları ve diğer yolcularla çekişip dövüşmekten sakınmalıdır.
|
Bu metni özetleyin.
|
16. Dostların ziyareti. Müslümanlar uygun zamanlarda gidip din kardeşlerini, büyüklerini ve yakınlarını ziyaret ederler. Bu ziyaret de bir sevgi ve bağlılık nişanıdır. Ancak bu ziyaret, usandırıcı ve pek sık olmamalıdır. Ziyarete gelen misafirlere mümkün olduğu kadar ikram edilmesi gerekir. Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur:
|
16. Dostların ziyareti. Müslümanlar uygun zamanlarda gidip din kardeşlerini, büyüklerini ve yakınlarını ziyaret ederler. Bu ziyaret de bir sevgi ve ba...
|
Bu metni özetleyin.
|
O, öyle yüksek bir varlıktır ki onun saadetli mescidi bir güven yeri olup nurlu kabri ile mübarek minberi arası cennet bahçelerinden hoş bir bahçedir.
|
O, öyle yüksek bir varlıktır ki onun saadetli mescidi bir güven yeri olup nurlu kabri ile mübarek minberi arası cennet bahçelerinden hoş bir bahçedir.
|
Bu metni özetleyin.
|
Düşününce şu gerçeği anlarız: İnsan bu dünya hayatında yaratıklardan bir yaratıktır. İnsan bu âlemdeki yaratıkların yanında bir zerre miktarıdır. Birçok ihtiyaç içinde çırpınmaktadır. Mevcut âlemin birtakım kuvvetleri karşısında pek âciz bir durumdadır. Sonra da daha açılmadan solan çiçekler gibi bütün varlığını kaybederek ölüp gitmektedir. O halde insanlık bu ölümlü hayattan ibaret olsa, insanlar kadar durumlarına acınacak bir yaratık olamazdı.
|
Düşününce şu gerçeği anlarız: İnsan bu dünya hayatında yaratıklardan bir yaratıktır. İnsan bu âlemdeki yaratıkların yanında bir zerre miktarıdır. Birç...
|
Bu metni özetleyin.
|
474. Namaz içinde yapılması veya yapılmaması mekruh olan şeyler tahrîmî (harama yakın) ve tenzîhî (helâle yakın) olmak üzere iki kısımdır. Şöyle ki:
|
474. Namaz içinde yapılması veya yapılmaması mekruh olan şeyler tahrîmî (harama yakın) ve tenzîhî (helâle yakın) olmak üzere iki kısımdır. Şöyle ki:
|
Bu metni özetleyin.
|
530. Cenazenin abdest işi tamamlanınca, üzerine ılık ve tatlı su dökülür. Saç ve sakalı taranmaksızın, varsa “hatmi” denilen güzel kokulu bir ot ile yoksa sabun ile yıkanır. Sonra sol tarafına çevrilerek önce sağ tarafı bir defa yıkanır. Sonra sağ tarafına çevrilerek sol tarafı da bir kere yıkanır. Böylece sağ ve sol yanları üçer defa yıkanır. Daha fazla yıkanabilirse de israf olmamalıdır. Bundan sonra cenaze hafifçe kaldırılır. Bu kaldırışta cenaze, yıkayıcının göğsüne veya eline ve dizine dayandırılır. Sonra karnı hafifçe ovulur. Bir şey çıkarsa su ile yıkanıp giderilir. Yeniden abdest ve vücudun tamamını yıkamaya gerek yoktur. Fakat şişip dağılmak üzere bulunan bir ölünün üzerine yalnız su dökülerek yetinilir. Ona abdest vermek ve üç defa yıkamak gerekmez.
|
530. Cenazenin abdest işi tamamlanınca, üzerine ılık ve tatlı su dökülür. Saç ve sakalı taranmaksızın, varsa “hatmi” denilen güzel kokulu bir ot ile y...
|
Bu metni özetleyin.
|
105. Hz. Peygamber yalnız insanlara değil, cinlere de peygamber gönderilmiş bulunmaktadır. Bunun içindir ki kendisine “Resûlü’s-sakaleyn” (insanların ve cinlerin peygamberi) denilmiştir. Meleklere de peygamber olarak gönderilmiş bulunduğunu söyleyenler vardır. Gerçek şu ki onun varlığı bütün âlemler ve yaratıklar için Allah tarafından bir rahmet olmuştur.
|
105. Hz. Peygamber yalnız insanlara değil, cinlere de peygamber gönderilmiş bulunmaktadır. Bunun içindir ki kendisine “Resûlü’s-sakaleyn” (insanların ...
|
Bu metni özetleyin.
|
27. İsmail aleyhisselâm büyüdü ve Cürhüm kabilesinden bir kızla evlendi. On iki çocuğu oldu. İbrahim aleyhisselâm ara sıra gelir, oğlunu görürdü. Sonra Hz. İsmail’in oğulları ve torunları çoğalıp etrafa hâkim olmuşlardı.
|
27. İsmail aleyhisselâm büyüdü ve Cürhüm kabilesinden bir kızla evlendi. On iki çocuğu oldu. İbrahim aleyhisselâm ara sıra gelir, oğlunu görürdü. Sonr...
|
Bu metni özetleyin.
|
79. Zekâta bağlı olan altın, gümüş, ekin, hayvanat ve ticaret mallarının zekâtlarını bizzat kendilerinden (âyinlerinden) vermek câiz olduğu gibi, bunların kıymetlerini vermek de câizdir. Burada mal sahipleri serbesttir. Kefâretlerde, nezirlerde ve fitrelerde de hüküm böyledir. Çünkü İslâm şeriatında mal sahiplerine kolaylık gösterilmesi gerekli olmuştur. Bu ibadetin vâcip olmasındaki hikmet, fakirleri ihtiyaçtan kurtarmaktır. Bu hikmet ise bu malların kıymetlerini vermekle de gerçekleşir.
|
79. Zekâta bağlı olan altın, gümüş, ekin, hayvanat ve ticaret mallarının zekâtlarını bizzat kendilerinden (âyinlerinden) vermek câiz olduğu gibi, bunl...
|
Bu metni özetleyin.
|
Sonuç: Peygamber Efendimiz o münafığın yukarıda geçen cahilce sözlerini, Cenâb-ı Hakk’ın bildirmesiyle ashaba anlatmış ve, “Vallahi ben yüce Allah’ın bildirdiği şeylerden başkasını bilmem. Şimdi Allah Teâlâ bana bildirdi: Deve falan derededir, yuları bir ağacın dalına sarılıp kalmıştır. Gidin getirin” diye emretti. Onlar da koşup gittiler ve deveyi o hal üzere buldular. Oradan alıp getirdiler.
|
Sonuç: Peygamber Efendimiz o münafığın yukarıda geçen cahilce sözlerini, Cenâb-ı Hakk’ın bildirmesiyle ashaba anlatmış ve, “Vallahi ben yüce Allah’ın ...
|
Bu metni özetleyin.
|
6. Kulaktan, burundan veya yaradan kurt çıkması. Bu kurt temizdir; üzerindeki yaşlık ise azdır; onda akıcılık kuvveti yoktur.
|
6. Kulaktan, burundan veya yaradan kurt çıkması. Bu kurt temizdir; üzerindeki yaşlık ise azdır; onda akıcılık kuvveti yoktur.
|
Bu metni özetleyin.
|
188. Yemin edene “hâlif” (ant içen) denir. Yemini korumaya “berr”, yemini koruyup sadık kalana da “barr” denir.
|
188. Yemin edene “hâlif” (ant içen) denir. Yemini korumaya “berr”, yemini koruyup sadık kalana da “barr” denir.
|
Bu metni özetleyin.
|
28. Derinin rengini gösterecek şekilde ince olan bir elbise ile avret yeri örtülmüş sayılmaz. Bunun için böyle bir elbise ile namaz sahih olmaz. Elbisenin darlığından dolayı avret yerinin belli olması, kötü bir hal ise de namazın sıhhatine engel olmaz.
|
28. Derinin rengini gösterecek şekilde ince olan bir elbise ile avret yeri örtülmüş sayılmaz. Bunun için böyle bir elbise ile namaz sahih olmaz. Elbis...
|
Bu metni özetleyin.
|
278. Vâcip olan bir itikâf bozulunca, onun kazâsı gerekir. Mesela: Belli bir ay için yapılan itikâf esnasında bir gün oruç bozulsa veya dışarıya çıkılsa yalnız bir günlük itikâf için kazâ gerekir. Fakat belirsizlik olarak fasılasız bir ay için nezredilmiş bir itikâf esnasında, böyle bir gün oruç bozulacak veya dışarıya çıkılacak olsa yeniden bir aylık itikâfa başlamak gerekir. İtikâf yapan bu kimse ister kendi iradesiyle oruç yesin ve dışarı çıksın, ister iradesi dışında olarak cinnet ve bayılma durumuna düşsün, eşittir.
|
278. Vâcip olan bir itikâf bozulunca, onun kazâsı gerekir. Mesela: Belli bir ay için yapılan itikâf esnasında bir gün oruç bozulsa veya dışarıya çıkıl...
|
Bu metni özetleyin.
|
Sabah ezanlarında “Hayye ale’l-felâh”lardan sonra iki defa “es-salâtü hayrün mine’n-nevm” (namaz uykudan hayırlıdır) diye okunur.
|
Sabah ezanlarında “Hayye ale’l-felâh”lardan sonra iki defa “es-salâtü hayrün mine’n-nevm” (namaz uykudan hayırlıdır) diye okunur.
|
Bu metni özetleyin.
|
43. Ticaret mallarının sene sonundaki kıymetleri, bulundukları yerdeki piyasaya göre takdir edilir. Bu fiyat biçmede sahipleri serbesttir. Dilerlerse bu kıymetleri altın ile ve dilerlerse gümüş ile takdir ve tayin edebilirler. Fakat bunlardan birine göre nisab miktarında bulunduğu halde, diğerine göre nisaba ulaşmasa nisaba ulaşan değere göre zekâtı vermek gerekir. Mesela: Bir ticaret malının kıymeti 200 dirhem gümüşe eşit olduğu halde, 20 miskal altına eşit olmayıp bundan eksik olsa nisab bulunduğuna göre hesaplanarak o malın zekâtı verilir.
|
43. Ticaret mallarının sene sonundaki kıymetleri, bulundukları yerdeki piyasaya göre takdir edilir. Bu fiyat biçmede sahipleri serbesttir. Dilerlerse ...
|
Bu metni özetleyin.
|
177. Ashâb-ı kirâmın bütün seçkinleri Benî Saîde’nin sofrasında toplandılar. Biraz münakaşadan sonra Hz. Ebû Bekir ittifakla Hz. Peygamber’e halife seçildi. Ondan sonra Peygamber Efendimiz’in teçhiz ve tekfini tamamlanarak hastalığında yatmış olduğu hücre-i saâdetine gömülmesine karar verdiler. Önce Hz. Peygamber’in Ehl-i beyt’i, sonra diğer erkekler, kadınlar, gençler ve köleler takım takım gelip teker teker namazını kıldılar. Vakit uzadı, ancak çarşamba gecesi seher vaktinde mübarek kabrine konularak saadet bahçesine (ravza-i saâdete) gömüldü.
|
177. Ashâb-ı kirâmın bütün seçkinleri Benî Saîde’nin sofrasında toplandılar. Biraz münakaşadan sonra Hz. Ebû Bekir ittifakla Hz. Peygamber’e halife se...
|
Subsets and Splits
No community queries yet
The top public SQL queries from the community will appear here once available.